Ülke genelinde büyük bir üzüntü ile karşılanan eski başkanın ölümü, toplumda derin bir iyilik duygusu yaratmış olsa da, cenaze töreni sırasında ortaya çıkan olaylar, eski husumetlerin ve siyasi gerginliklerin hâlâ tazeliğini koruduğunu gösterdi. Cenazeye katılan kalabalığın içinde, siyasetçilerin yapmadığı duygusal tepkiler ve protestolar dikkat çekti. Özellikle eski başkanın iktidar yıllarında karşıt görüşte olan liderler ve partililer arasında yaşanan çekişmeler, cenaze töreninde yeniden alevlendi.
Cenaze töreni sırasında, eski başkanın yakınlarının yanı sıra, ülkedeki farklı siyasi partilerin temsilcileri de hazır bulundu. Ancak, bu birlikteliğin yerini kısa süre içinde gerilim aldı. Özellikle eski başkanın yönetimi döneminde muhalefette olan grupların katılımcıları, cenaze alanında sarf ettikleri sözlerle ve yaptıkları protestolarla dikkat çekti. Cenazeye katılanların, eski başkanın ülkedeki siyasi iktidarın baskıcı geçtiğine dair eleştirileri, protesto gösterilerine dönüştü. Herkes yerine, yalnızca geçmişin hayaletlerinin konuştuğu bir anma gerçekleşti. Bu durum, eski başkanın ölümünün bile, siyasi husumetlerin sona ermesini sağlamadığını gözler önüne serdi.
Eski başkanın cenaze töreni, sadece bir anma değil, aynı zamanda bir toplumsal travmanın da açığa çıkmasına vesile oldu. Bir zamanlar ülkeyi yöneten bir liderin cenazesi, geçmişte yaşanan siyasi çatışmaları ve yaşanan acıları hatırlattı. Siyasilere ve toplumsal gruplara düşen görev; bu tür olayların üstesinden gelmek ve geleceğe daha umutla bakabilmek adına birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmektir. Ancak, mevcut şartlar göz önüne alındığında, bu durumun ne kadar mümkün olabileceği sorgulanıyor. Toplumda oluşan bu atmosfer, gelecekteki siyasi alanlarda nasıl bir yeni çatışma yaratacağı ve bu gerginliğin nasıl aşılarak yeni bir siyasi anlayışın oluşturulacağı büyük bir merak konusu olmaya devam ediyor. Cenaze, geçmişin yüklerinden kurtulma fırsatını da beraberinde getirmesi gereken bir mekân olmalıydı; ancak geleneksel siyasi tartışmalar, insani yanları bir kenara bırakıp bencil bir rekabete dönüşmüş durumda. Bu durum, halkın gözünde yas, öfke ve karşıtlık duygularını bir araya getiriyor.
Sonuç olarak, eski başkanın cenazesi, ülkenin siyasi haritasında ne denli derin izler bıraktığını ve toplumsal belleklerdeki yaraların zamanla geçmediğini bir kez daha hatırlatmış oldu. Cenaze merasimi, ölüm külliyen bir son getirmenin ötesinde, geçmişin derin yaralarını tekrar açmaya ve yeni geçici gerginliklere zemin hazırlamaya devam ediyor. Geçmişte yaşananların ışığında, gelecekte bu tür olayların daha uyumlu bir çerçevede gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ise merakla bekleniyor.