Hatay'da meydana gelen bir kavga, trajik bir sonuçla sonlanarak, kentin sakinlerini derinden sarstı. Olay, geçtiğimiz akşam saatlerinde, bir parkta gerçekleşti. Kısa süre içinde büyüyen kargaşa, çevredeki vatandaşların dikkatini çekti. Kavga sırasında olayları ayırmak isteyen 25 yaşındaki Ali Can, ne yazık ki müdahalesiyle hayatını kaybetti. Bu olay, gençlerin şiddet dolu ortamlardan nasıl etkilendiğini ve toplumsal barışın önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Kavganın çıkış sebebi henüz belirlenemezken, tanıkların ifadesine göre, karşıt gruplar arasında sert sözlü tartışmalar yaşandı. Görgü tanıkları, olayın kısa sürede fiziksel şiddete dönüştüğünü ve bu esnada Ali Can’ın kavgayı ayırmak için araya girdiğini aktardı. “Ali, sakin kalmaya çalışarak iki tarafı da durdurmak istemişti. Ama ne yazık ki işler çok çabuk kontrolden çıktı.” diyen tanıklardan biri, bu tür olayların şehirde sıkça yaşandığını ve gençlerin bu tür durumlarla karşılaştıklarında ne yapacaklarını bilmediklerini vurguladı.
Ali Can'ın kavga sırasında başına aldığı darbe sonucu hemen hastaneye kaldırıldığı ancak sağlık ekiplerinin tüm çabalarına rağmen kurtarılamadığı öğrenildi. Olayın ardından park çevresinde toplanan kalabalık ise, toplumsal yıkımı da beraberinde getiren bu tür kavgalara dikkat çekmeye başladı. "Birinin hayatını kaybetmesini beklememek lazım. Bu gençlerin yollarına böyle devam etmeleri ciddiye alınacak bir durum değil.” ifadeleri dikkat çekti.
Hatay'daki bu trajik olay, yalnızca bir hayatın kaybı değil, aynı zamanda gençler arasında yayılan şiddet kültürü konusunda da önemli soruları gündeme taşıdı. Uzmanlar, gençlerin maruz kaldıkları şiddet olaylarının sadece bireysel travma yaratmakla kalmadığını, aynı zamanda toplumsal barışa da zarar verdiğini belirtiyor. Sosyal psikologlar, bu tür durumları önlemek için toplumun her kesiminin üzerine düşen görevin olduğunu ifade ediyorlar. “Gençler, ciddi etki alanı olan şiddet içeren olaylara aşina hale geldiklerinde, normalleşen bir kültür içerisinde yetişiyorlar. Bu durumu değiştirmenin tek yolu, sağlıklı iletişim yollarını geliştirmek ve onları desteklemektir.” diye ekliyorlar.
Olay sonrası, Hatay’da sosyal hizmet uzmanları ve yerel derneklerin bir araya gelerek, gençler için rehabilitasyon programları başlatılması gerektiği yönünde çağrılar gündeme geldi. Ayrıca, yerel rehberlik hizmetlerine daha fazla fon ayrılması da bu konuda bir çözüm yolu olarak değerlendiriliyor. Kendi görüşlerini dile getiren bir öğrenci, “Biz gençlerin toplumda barışın sağlanması için harekete geçmemiz gerekiyor. Bunu başarmak için hepimiz bir arada çalışmalıyız.” dedi.
Hatay'daki bu olay, sadece bir genç kaybı değil, aynı zamanda bir toplumun geleceği için önemli bir ders niteliğinde. Şiddetin hiçbir çözüm getirmediği, daha fazla kayıplara ve travmalara yol açtığı bir kez daha gün yüzüne çıktı. Gençlerin, şiddet yerine iletişim ve diyalog yollarını benimsemeleri gerektiği açıktır. Bu tür üzücü olayların bir daha yaşanmaması adına, tüm toplumun üzerine düşen görevlerin ciddiyetle ele alınması gerekmektedir.
Olayla ilgili soruşturma devam ederken, yerel halkın da bu tür olaylara karşı duyarlılık göstermesi bekleniyor. Umarız ki, Hatay'daki bu üzücü olay, gençlerin ve toplumun tüm bireylerinin daha sağlıklı ilişkiler kurmaları için bir uyanışa vesile olur. Hayatını kaybeden Ali Can’a Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı diliyoruz.