Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 23 Nisan 1920 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atmak amacıyla kuruldu. 105 yıl süren bu yolculuk, sadece bir meclis binası olmanın ötesinde, Türkiye'nin siyasi, sosyal ve ekonomik tarihinde birçok önemli dönüm noktasına tanıklık etti. Bu yazıda, Türkiye'nin kalbi olan TBMM'nin tarihine, evrim geçiren işlevlerine ve bugüne dek yaşanan aşamalara derinlemesine bir bakış atacağız.
TBMM, Kurtuluş Savaşı sırasında, ulusun bağımsızlığını sağlamak amacıyla ulusal iradenin tecelligahı olarak kuruldu. Kuruluşu, bir ulusun kendi kaderini tayin etme kararlılığının simgesidir. TBMM, geçmişteki monarşik yapının son bulup, halk iradesinin ön planda olduğu bir siyasi yapının temellerini attı. Kuruluş denkleminde, ulusal egemenlik anlayışı ön plandaydı; bu da o dönemin en radikal değişimlerinden biriydi. Meclisin açılışı, sadece Türk milleti için değil, dünya genelinde ulusal hareketlere ilham veren bir gelişmeydi.
TBMM, kuruluşundan bu yana birçok siyasi krizi yönetmiş, önemli yasalar çıkarmış, devrimler gerçekleştirmiş ve Türkiye Cumhuriyeti'ni çağdaş uygarlık seviyesine çıkarmak için çabalamıştır. 1921 Anayasası ile birlikte, TBMM’ye geniş yetkiler tanınarak, yasama, yürütme ve yargı yetkileri bu çatı altında toplanmıştır. Zamanla, meclis demokratik işleyişin gerekliliklerine göre şekillenmiş ve günümüzde çoğulcu demokratik bir sistemi temsil etmiştir.
105 yılını dolduran TBMM, günümüzde 600 milletvekili ile farklı siyasi partilerin temsil edildiği bir yapıdadır. Seçim sisteminin gelişmesi, temsil oranlarını artırarak, daha demokratik bir meclis yapısının oluşmasına katkı sağlamıştır. Bugün, TBMM’nin görev alanları yalnızca yasama faaliyetleri ile sınırlı değildir. Aynı zamanda, toplumsal sorunlara çözüm arayışları, bütçe onaylamaları ve denetim işlevleri de yerine getirilmektedir. Meclis, ulusal ve uluslararası meselelerde, halkın iradesini temsil eden bir organ olarak varlığını sürdürmektedir.
Tüm bu gelişmeler ışığında, TBMM’nin geleceği hipotezlerden öte bir gerçeğe dönüşmüştür. Yeni nesil siyaset anlayışının gelişimi, dijitalleşme sürecine uyum sağlaması ve toplumsal sorunlara daha duyarlı bir yaklaşım benimsemesi, TBMM’nin önündeki temel sorunlar arasında yer almaktadır. Gelecek yıllarda, Türkiye’nin demokratikleşme ve ekonomik kalkınma hedefleri doğrultusunda TBMM'nin rolü daha kritik bir hal alacaktır.
Sonuç olarak, TBMM'nin 105 yılı, Türkiye’nin demokratik geçmişinin, mevcut durumunun ve geleceğe dair umudunun simgesidir. TBMM’nin tarihine ve dönüşümüne dair atılan adımlar, ülkenin toplumsal yapısını, siyasi iklimini ve gelecekteki yönelimini şekillendirmeye devam edecektir. Bu kapsamda, 105. yıl dönümü, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda geçmişteki tecrübelerden ders alınacak ve gelecekteki hedeflerin belirlenmesinde bir başlangıç noktası olacaktır.
Bu büyük kurumun varlığı, her zaman milli değerlerin korunması ve toplum yararına çalışılmasını sağlamıştır. TBMM, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, tarih boyunca birçok zorlukla karşılaşmasına rağmen, her zaman demokratik değerlerin ve ulusal bağımsızlığın savunucusu olmuştur. Kuruluşunun 105. yılında, tüm bu kazanımların ve hedeflerin bilinçli bir şekilde geleceğe taşınması gerekmektedir.